Translate

21 Haziran 2014 Cumartesi

Sessiz gözyaşları...

Uzaklarda sevdikleri olmayanlar bilemezler özlemi... Ayrılığın gelip çatacağı gün muammadır çoğu zaman... Hüzne karışmış buruk bir hazan mevsimidir vakit, rüzgarın silsilesi savurur kırık kırık... Ağaçlar sonbaharmış gibi hüzne doygun yapraklarını bir gözyaşı gibi bırakıverirler. Doymak bilmeyen sevgi gerçek boyutunu kazanır. Ne kadar sevmişsen kalbin sana söyleyiverir, özlemin büyüklüğü ölçer bunu... Ayrılık anı bir bastı zaman kalıbının içine girsin istersin, saatin tik takları izin vermez. Bir damla gözyaşı düşmesin diye yanaklarından göğsüne gömersin yüzünü... Vedalar acıdır, hemde çok acı öyleki vedasız ayrılıklar daha bir acıdır; sisli bir havada yönünü bulamamak gibi... Çaresizlik yaşamadan bilinmez; vedalar bir çaresizliktir benim gözümde, dile gelmemiş çaresizlik... Çaresizlikte acıdır madem öyleyse karşılıklı tabirleri birbirini keşfediverir... Acı veren şeyler üzerine acı çekmek! Bir dalganın kükreyişidir sessiz gözyaşları; vedalar silsileye uğramasın diyedir sessizlikleri, ama o yürekte bir çare fırtınalar kopar acıya hükmedercesine gizlenen...